İçeriğe geç

Eski Türklerde güvey ne demek ?

Eski Türklerde Güvey Ne Demek? Ekonomik Bir Bakışla Toplumsal Yatırımın Anlamı

Bir ekonomist olarak her zaman şu düşünceyle başlarım: Kaynaklar sınırlıdır, ama seçimler sonsuzdur. İnsan, hem bireysel hem toplumsal düzeyde sürekli bir denge arayışı içindedir. Bu denge arayışı, yalnızca para, üretim veya tüketim üzerinden değil; aynı zamanda ilişkiler, statüler ve roller üzerinden de işler. İşte bu noktada karşımıza çıkan “güvey” kavramı, yalnızca bir evlilik unvanı değil, aynı zamanda ekonomik bir düzenin sembolüdür. Eski Türklerde güvey ne demek? sorusuna yanıt aramak, aynı zamanda ekonomik davranışın tarihsel köklerine inmektir.

Güvey: Ailenin Ekonomik Entegrasyon Mekanizması

Eski Türk toplumlarında “güvey”, evlenen erkeğe verilen isimdir. Ancak bu kavram, modern anlamda yalnızca “damat” değil, aynı zamanda ekonomik bir aktörü temsil eder. Çünkü evlilik, o dönemlerde bireysel bir tercih değil, üretim birimlerinin birleşimi anlamına geliyordu.

Göçebe veya yarı göçebe Türk topluluklarında, aile bir üretim ve tüketim birimi olarak işliyordu. Dolayısıyla bir erkeğin “güvey” olması, yeni bir ekonomik ortaklığa dahil olması demekti. Bu birleşim, yalnızca duygusal değil, aynı zamanda kaynakların paylaşımı, iş gücünün bölüşümü ve üretim kapasitesinin artışıyla doğrudan ilgiliydi. Kısacası, evlilik bir yatırım biçimiydi — ve güvey bu yatırımın aktif bileşeniydi.

Piyasa Dinamikleri: Evlilik Bir Sosyo-Ekonomik Pazar Olarak

Ekonomi bilimi, bireylerin kıt kaynaklar karşısında nasıl seçim yaptığını inceler. Eski Türk toplumlarında da “evlilik pazarı”, bugünün anlamında olmasa da, benzer dinamiklerle işliyordu. Aileler, genetik, sosyal statü, ekonomik güç ve üretim becerisi gibi unsurları değerlendirerek bir “eşleşme optimizasyonu” yapıyordu.

Burada güvey, yalnızca bir eş değil, bir ekonomik değer önerisidir. Onun yetenekleri, hayvan sürüsünü idare etme becerisi, avcılıktaki başarısı veya topluluk içindeki itibarı, evlilik anlaşmasının temel belirleyicileriydi. Bu durum, aslında erken dönem bir “insan sermayesi değerlendirmesi”dir.

Bir anlamda, her evlilik bir ekonomik ittifak yaratıyordu. Güveyin aileye katılması, o hanenin üretim potansiyelini artıran bir yatırımdı. Kadının emeği ile erkeğin emeği birleştiğinde, ortaya daha güçlü bir ekonomik yapı çıkıyordu. Bu, mikro düzeyde refahı artırırken, makro düzeyde toplumsal dayanıklılığı güçlendiriyordu.

Bireysel Kararlar ve Toplumsal Refah Dengesi

Ekonomide bireysel çıkar ile toplumsal çıkar her zaman birbiriyle çatışma hâlindedir. Eski Türklerde “güvey olma” kararı, hem bireyin hem de toplumun çıkarına hizmet eden nadir kurumlardan biriydi. Çünkü birey, evlilik yoluyla hem statü hem güvenlik kazanırken; toplum, bu birliktelik sayesinde üretim ağını genişletiyor, yeni toplumsal bağlar kuruyordu.

Bu mekanizma, bir tür “pozitif dışsallık” yaratıyordu. Her yeni evlilik, topluluk içinde kaynak paylaşımını optimize ediyor ve risk dağılımını sağlıyordu. Örneğin hayvancılıkla geçinen bir aile kuraklık yaşadığında, diğer akraba ailelerle dayanışma içinde olabiliyordu. Bu dayanışma, güvey aracılığıyla kurulan yeni bağlarla güçleniyordu.

Güveylik ve Sosyal Sermaye: Bir Ekonomik Ağın Temelleri

Modern ekonomilerde “networking” denilen olgu, Eski Türklerde evlilik yoluyla kurulan sosyal sermaye ağlarıyla benzer işlev görüyordu. Güvey, bir aileden diğerine geçerken, sadece bir birey değil; aynı zamanda iki ekonomik ağ arasında bir köprü kuruyordu.

Bu bağ, üretim kaynaklarının dolaşımını, bilgi paylaşımını ve emeğin yeniden dağılımını sağlıyordu. Dolayısıyla güvey, bugünün ekonomik terimleriyle ifade edecek olursak, “sosyal sermaye yatırımının bir unsuru” haline geliyordu. Evlilik sadece kişisel bir karar değil, aynı zamanda bir stratejik kaynak yönetimi biçimiydi.

Sonuç: Geçmişten Geleceğe Ekonomik Dersler

Eski Türklerde güvey ne demek? sorusunun yanıtı, yalnızca kültürel bir tanımda değil, ekonomik bir anlayışta yatar. Güvey, üretimin, emeğin ve kaynak paylaşımının merkezinde duran bir figürdür. Onun varlığı, toplumsal refahın sürdürülebilirliğini temsil eder.

Bugün bile modern ekonomiler, “ağ ekonomisi” ve “işbirliği temelli büyüme” modelleriyle benzer bir dengeyi arıyor. Oysa Eski Türklerde bu denge, toplumsal normlarla doğal biçimde sağlanıyordu.

Geleceğin ekonomik senaryolarında, güvey kavramının taşıdığı işbirliği, paylaşım ve dayanışma ilkeleri yeniden değer kazanabilir. Çünkü ekonomi, en nihayetinde rakamların değil, insanların hikâyesidir.

Ve belki de en doğru yatırım, tıpkı Eski Türklerde olduğu gibi, birlikte üretmeyi bilen insanların kurduğu bağlardadır.

4 Yorum

  1. Tuğba Tuğba

    güvey – Nişanyan Sözlük. Eski Türkçe küdegü “düğün sahibi, sponsor” sözcüğünden evrilmiştir . Bu sözcük Eski Türkçe küd- “beklemek, gözkulak olmak” fiilinden Eski Türkçe +AgU ekiyle türetilmiştir. Bir kimsenin kızıyle veya yakınlarından bir kızla evlenmiş olan erkek, dâmat . ѻ Güvey girmek: (Erkek için) Evlenmek: Güvey girmek denir, gelin girmek denmez.

    • admin admin

      Tuğba! Görüşleriniz, metnin daha akıcı ve okunabilir olmasına katkı sundu.

  2. Su Su

    Kendi kendine gelin güvey olmak DEYİMİ AÇIKLAMASI Başkalarının ne diyeceğini hesaba katmadan, bir işi sadece kendi başına tasarlayıp olmuş sayarak sevinmek . Türkçede güvey ve güveyi ‘damat1 kelimesinin eski Türk (Kök Türk ve Uygur) metinlerindeki şekli küdegü-dür.

    • admin admin

      Su! Kıymetli yorumlarınız sayesinde yazının dili sadeleşti, anlatım daha güçlü hale geldi ve akıcı bir üslup kazandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
ilbet yeni giriş adresisplash